Dünyanın sonu gelmiş. Dünya tamamen yok oluyor. Siz ve hayatta kalmayı başarmış son insanlar artık dünyadan gitme vakti geldiğini anlıyorsunuz. Son umut olarak Enoch adında her yerin yeşil olduğu bir gezene son kalan insanoğlu göç ediyor. Göçle birlikte maceramız da başlıyor.
Farklı bir gezegene iniyoruz, gezegeni yavaş yavaş tanıyor ve yerleşiyoruz. Oyunun şaşırtan yanlarından bir tanesi de diyalog seçeneğinin olması. Karakterler arası diyaloglarda seçeceğimiz cevaplara göre oyunumuz şekilleniyor. İlk diyaloglardan öğrendiklerimize göre dünyadan ayrılmamızın üzerinden 86 yıl geçiyor. Bizi uzay aracımızın içerisinde donduruyorlar ve uygun yeni bir gezegen bulunca çözüyorlar. Ve dünyadan en son bilgiyi 15 yıl önce almışız…
Sırayla ilk görevlerimizi yaparken tabi ki beklenilen aksilikler yaşanmaya başlıyor. Henüz nerden geldiğini bilmediğimiz bir hava saldırısına maruz kalıyoruz ve gökyüzünden yıldırım benzeri şeyler düşüyor. Bu şeylerin düştüğü yerde olan insanlar yavaş yavaş yok oluyor birkaç arkadaşımızı kaybettikten sonra bu şey bize de düşüyor fakat biz yok olmuyoruz. İlginç şekilde geçmişe bir flashbag yapıp dönüyoruz ve sanıyorum ki bu sırada yok olmadığımız için özel güçlere sahip oluyoruz.
Daha sonra yaşanan problem yüzünden liderimizle aramızda anlaşmazlıklar çıkıyor ve Enoch’a inen ekip 2 ye bölünüyor ve birbirleriyle savaşıyorlar. Biz de ilk boss savaşımız olan ekip lideri olan karakter ile savaşırken birden yaralanıyoruz ve bizi ölmememiz için yine dondurucuya koyuyorlar.
Uyandığımız zaman artık bulunan yeni gezegene tamamen yerleşildiğini ve bu yeni kurulan düzenin bıraktığımız gibi olmadığını ve artık kötü karakterlerin kontrolünde olduğunu öğreniyoruz. Kurulan düzenin de bir kaos ortamında olduğunu söyleyebiliriz. Bu düzene Outriders ve diğerleri arasında geçen bir savaş diyebiliriz. Bu yüzden karşıt grup bizi yakalıyor ve ıssız bir yerde arabadan atıyor tam o sırada bulunduğumuz gezegende bir doğa olayı gerçekleşiyor ve göğsümüze demir saplanıyor tam öldük derken birden karşımıza özel güç seçme ekranı geliyor. Bu ekranda 4 farklı karakter görüyoruz. Technomancer, uzaktan saldırıyor biraz support bir karakter, Pyromancer biraz daha orta mesafe bir karakter ve skilleri ateş, Trickster yakın dövüş odaklı bir karakter ve zamanla ilgili skillere sahip, Devastator biraz tank denilebilir, hasarları absorve ediyor. Karakter seçiminden sonra oyunumuz tam anlamıyla başlıyor.
Oyun dinamikleri açısından Fornite gibi bir oyunun da yapımcısı olan People Can Fly tarafından geliştirilen oyun şirketin geliştirdiği diğer oyunların biraz üstüne çıkmış gibi duruyor. Oyunumuz genel anlamda sürekli siper aldığımız ve ilerlediğimiz bir oyun olsa da oynanış gereği sürekli siperde kalmıyoruz. Sürekli siperde kalmamak oyunu zorlaştırmış olsa da oyuna ayrı bir keyif eklemiş.
Grafiklere baktığımız zaman, grafikler için çok fazla detay düşünülmüş ve gerçekleştirilmiş de. Bazı efektler tam istenileni veremese de grafiklere genel bir şeyler söylemek gerekirse çok çok iyi diyebiliriz. Oyunun grafiklerinin gerçekçiliğine 8/10 diyebiliriz.
Genel bir toparlama yapmak gerekirse, baktığımız zaman bir hikaye var orta da ama bugüne kadar kimsenin aklına gelmemiş bir şey değil birçok örneğini gördük. Ancak bu yıl çıkan bilim kurgu oyunları arasında grafikleriyle üst sıraları zorlayabilir. Yansımalar, keskinleştirmeler çok doğru ve yerinde yapılmış. Oyunun çok fazla sinematik sahnesi var ben böyle oyunları sevdiğim için bu beni rahatsız etmiyor. Bir sinema filminin içerisinde bir karakteri simüle ediyor gibi hissettirse de sevip sevmemek kişiye göre değişebiliyor. İnceleme yapıldığı tarihte oyunumuz Steam’de 289 TL gibi bir fiyata sahip. Hak eder mi etmez mi konusunda nötr kaldım. Oynanış olarak keyifsiz grafik, hikaye, sinematiklik olarak keyifli diyebilirim. Keyifli oyunlar dilerim...
Henüz yorum yapılmamış.
